ANNECY,  ANNECY- FRANSA,  DENEYİMLER VE SEYAHATLAR,  GEZİ

Annecy Gölü’nde bebekle bisiklet turu

Annecy Gölü’nde bebekle bisiklet turu

Mayıs 2019’da tatil planımızı yaparken bizi en çok heyecanlandıran kısmı Annecy Gölü’nün etrafında Atlas’la birlikte bisiklete binmekti. Annecy’ye nasıl gidilir, nereler gezilir ayrı bir yazı konusu. Bu yazımızda yaptığımız bu 3-4 saatlik bisiklet turundan bahsedeceğiz.

Fransa’nın en büyük 3. Gölü olan Annecy gölü, Fransa’nın doğusunda yer alan, İsviçre sınırına yakın Haute-Savoie Bölgesinde yer alıyor. Bu gölün etrafında ise bisikletliler, patenliler, yayalar ve engellilerin kullanabileceği, motorlu hiç bir aracın geçmediği bir rota bulunuyor. Biz araştırmadan önce sanıyorduk ki sürekli gölün yanından geçiyorsunuz ancak bizim bisiklete bindiğimiz kısımda çoğunlukla gölün yanından değil hatta zaman zaman gölü görmediğiniz ancak muhteşem dağ manzaralarına tanıklık ettiğiniz bir yoldan geçiyorsunuz.

Gölün tamamını dolaşmak isterseniz yaklaşık 50 km’lik bir yol gitmeniz gerekiyor. Bu da demek oluyor ki, hem günübirlik bisiklet turları hem de uzun bisiklet turlarına çıkanlar için keyifli bir rota onları bekliyor.

Bizim gitmeden önce planımız da bisiklet kiralayıp (bu konuya ayrıca geleceğim) gölün etrafından dolaşıp bir tam tur atmaktı. Aslında gitmeden önce hava durumunun Annecy’de kaldığımız günleri sürekli yağışlı gösteriyor olması bizi biraz üzmüştü 😊 Neyse biz bir gidelim de artık yapacak bir şey yok deyip içten içe deli gibi üzülüyordum.

Annecy’deki ilk günümüz biraz serin, hava da hafif kapalı olsa da, 2. Gün yani bisiklete binmeyi planladığımız gün sabah bizleri mis gibi bir hava bekliyordu. Evde kahvaltımızı ettikten sonra çıkar çıkmaz gölün yakınındaki bir bisikletçide aldık soluğu. Fiyatları zaten üç aşağı beş yukarı gitmeden önce öğrenmiştik ama gidip de bir sormak ve rotayı da daha detaylı öğrenmek istedik.

Biz bisikletleri Roul ma Poule isimli dükkandan kiraladık. 2 Bisiklet ve 1 adet de Atlas için bisiklet koltuğuna 44 Euro ödedik (Bisiklet koltuğu: 4 EUR, 4-24 saat arası bisiklet başına kiralama bedeli ise 20 EUR). Daha kısa süreli bisiklet kiralamak isterseniz, daha az para ödeyeceksiniz. Bisiklet kiraladığınız zaman size ücretsiz olarak kask (Bebek ve çocuklar için de dahil), tamir kiti, dilerseniz sepet ve bir de bisiklet zincirini de ödünç veriyorlar. Böylelikle tur için hazır hale geliyorsunuz 😊

Farklı bisiklet çeşitleri mevcut ve hepsinin de ayrı fiyatı var ancak biz en basit ve ucuz olan bisikletlerden kiraladık ki bisikletler gayet iyiydi ve bizim işimizi gördü. Bisiklet koltukları da Polisport markaydı yani öyle işin ucuzuna kaçıp dandiklerinden falan vermiyorlar. Güvenlik anlamında ne bisikletlerle ne de ekipmanlarla hiç bir problem yaşamadık. (Üstteki resimde bisikletlerimizi görebilirsiniz)

ÇOK ÖNEMLİ NOT: Bisikletçiler Sabah 10:00 – Akşam 18:00 arasında açıklar. Bu saate kadar geldiniz geldiniz, gelemediniz, bisikleti ertesi gün 10:00’dan sonra teslim edeceksiniz. Bize söylemediler, biz de kapıdaki kapanış saatine dikkat etmeyince, deneyimleyerek öğrenmiş olduk. Aşağıda anlatacağım.

Bisiklet rotasından bahsedecek olursak, her ne kadar bu gölün etrafındaki rotanın fazla inişi-çıkışı olmadığı ve motorlu araçlar hariç bir rota olduğu bilgisi olsa da, bisikletçi bizi uyarma ihtiyacı hissetti: Annecy’i arkanıza aldığınızda gölün sağ tarafı tamamen yukarıda bahsettiğim bisikletliler..vs için ayrı ve oldukça düz bir yol olsa da, gölün sol tarafında bir bölümü motorlu taşıtlarla paylaşıyorsunuz üstelik, Annecy’ye yaklaştığınızda yolun bir kısmında ciddi bir yokuş çıkmanız gerekiyor. Biz tek başımıza ve antrenmanlı olsak belki tam tur yapmak isterdik ama durum böyle olunca dükkan sahibinin önerisiyle Annecy’den başlayıp gölün karşıdaki ucuna kadar gidip geri gelmeyi uygun bulduk.

Bisikletleri kiraladıktan sonra hemen yolun karşısına geçtik ve Annecy gölü etrafında pedallamaya başladık. Başta manzaralar bizi o kadar mutlu etti

ve heyecanlandırdı ki sürekli durup durup fotoğraf ve video çektik. Yolun bizim gittiğimiz kısmında belirttiğim gibi az bir süre gölün yanından gidiyorsunuz, sonrasında alt geçitten geçip göl kenarından uzaklaşıyor hatta araba yolundan bile daha uzaktan gidiyorsunuz, tünel vardı tünel geçiyorsunuz.

Yolun ne kadar güzel olduğunu, hem Atlas’ın hem bizim çok keyif aldığını anlatamam. Yol oldukça kalabalık, özellikle grup halinde bisiklete binenlerin yanından vs geçerken yine de dikkat etmenizi öneririm.

Altta bizim yaptığımız rotayı görebilirsiniz, bu rota üzerinde 3 yerde konakladık. İlki yanımıza daha önceden aldığımız hem bizim bir şeyler atıştırdığımız hem de Atlas’a yemek yedirdiğimiz park. İkincisi şimdi turcular için mola noktası olan eski bir tren istasyonu. Burada göl etrafındaki rotanın kocaman bir görselini, kadın ve erkek için tuvaletler, dinlenmek için banklar ve suluklarınızı doldurmak için içilebilir su. Burası dışında da tuvaletler varmış ama biz denk gelmedik, o yüzden bizim için şahane oldu.

Diğer çok sevdiğimiz, gidiş yolunda “dönerken muhakkak uğrayalım” dediğimiz, dönerken zaten Atlas uyuduğu için mol verdiğiniz acayip sevimli bir kafe – L’abri Cyclette Snack Bar. Gelen müşteriler çoğunlukla turcular ve bisiklet yolunun hemen yanında yer aldığı için, oturduğunuz yerden geleni gideni izlemek de çok keyifli.

Yol boyunca dönüşte uğradığımız kafe dışında, bisiklet yolu üzerinde mola verecek pek bir yere rastlayamadık. O yüzden de hele de çocukla turlayacaksanız yanınıza yiyecek içecek almanızda fayda var. Aslında pek yemek yiyecek bir yer göremedik diyorum ama bütün yol üzerinde aslında kamp alanları ve yer yer oteller de bulunuyor. Ufacık yerleşim yerleri var, onların da içinde belki marketler vs vardır ama biz bisiklet yolundan çıkmak istemedik.

Atlas bu kafede o kadar güzel, uzun ve huzurla uyudu ki sizlere anlatamam. İşte bu nedenle biz de normalde çok daha önce yola çıkacakken, çok geciktik ve Annecy’e geri döndüğümüzde saat 18:25’ti. Bisikleti teslim etmek ve bisikletleri alırken emanet ettiğimiz Atlas’ın pusetini ve kangurusu almak için dükkana vardığımızda, bir baktık kapı duvar! Biz tabi ki şok olduk çünkü ertesi gün sabah 06:00’da da Cenevre’ye doğru gitmek üzere otobüsümüz vardı. Yan dükkana soruyoruz ediyoruz ancak tabii ki kimsede cep numaraları yok, tek bulabildiğimiz kapının üzerinde yazan şu not:

“ Sizi 18:15’e kadar bekledik, ancak gelmediniz. Yarın saat 10:00’da dükkanı açıyorum, bisikletleri teslim etmeye gelebilirsiniz.”

O şokla yazınını fotoğrafını da çekmemişim, şimdi aklıma gelince tüh dedim ama inanın o an kaç kere dükkanın numarasını (belki cep numarasına yönlendirmişlerdir diye umutla) ayrıca diğer dükkanlarının numarasını aradım bilmiyorum. Yaklaşık 20 – 25 dakika sonunda pes edip, yan dükkanın sahibinin önerisiyle kendi depolarına bisikletleri bırakarak, Atlas kucağımızda kaldığımız eve döndük.

Artık adama ulaşamayacağımızı anlayıp pes ettikten sonra ilk işimiz öğlen saatindeki otobüse bilet almak oldu. Ertesi gün saat 10:00’a yaklaşırken Yalçın bisikletleri teslim etmek ve bizim eşyalarımızı teslim almak üzere (bir de Yalçın’ın kimliğini de bırakmıştık) gittiğinde öğrendik ki 18:23’e kadar dükkanda durup sonra gitmişler. Türkiye’de olsak kesin ulaşırdık, yan dükkandakilerde numarası vardır, adam bize mutlaka kapanış saatini söylerdi vs demekten kendimizi alamadık. Bu da keyifli ama unutulmayacak bir anı olarak beynimize kazındı.

Annecy’deyken de, döndükten sonra da “iyi ki gittik!” dedik. Hepinize tavsiye edeceğimiz bir rota. Umarım gider ve siz de tadını çıkartırsınız.

Sevgiyle kalın! 😊

Altta fotoğraflara ve Annecy ile ilgili yazı ve videolarımıza da ulaşabilirsiniz:

https://dreamtravelshoot.com/annecy

 

 

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir