
Amalfi kıyılarında bir hafta – İlk durak: Positano
Nisan’ın son haftası gideceğimiz balayı için hem gezip hem de dinlenebileceğimiz, sakin ama keyifli bir yer arayışına girmiştik. İklimden çok kopmadan ama bahar aylarında olduğumuz için çok da soğuk olmayan bir yerler arıyorduk ki İtalya’nın kıyıları bize haritada göz kırptı 🙂
Acaba Puglia – Bari’ye mi gitsek diye düşünürken, bir gün karşımıza çıkan süper fotoğrafları ve güzel yorumlarıyla aradığımız yeri bulduk.
NASIL GİTTİK?
Elde valizler de olduğu düşünülünce tek bir yerde kalmalı ve etrafı günübirlik gezmeliyiz diye düşündük ve konaklayacağımız lokasyonu Positano olarak belirledik. Positano’ya gitmek için önce İstanbul’dan Napoli Havalimanı’na geldik, bol bol vaktimiz var ve dolaşmayı engelleyen valizlerimiz yok derseniz bize kalırsa Napoli’de de en az 1-2 gün geçirin deriz, bizim fırsatımız olmadı ama hem şehrin hem de pizzalarının ününü çokça duyduk.
Sorrento – Napoli Havaalanı arası otobüs saatleri
Biz de hem Pompeii’yi göreceğimiz hem Napoli’yi gezeceğimiz başka bir seyahat planlamayı umuyoruz.
Napoli Havaalanı’nda indikten sonra Positano’ya gelmek aslında çok kolay. Biz uçaktan iner inmez havaalanının önünden kalkan otobüslere (otobüs saatleri için tıklayın) bindik, kişi başı 10 € ödedikten sonra yaklaşık 1,5 saatte Sorrento’ya ulaştık, Sorrento’da indiğiniz yerden ise Amalfi’ye giden otobüslere (otobüs saatleri için tıklayın) binebiliyor ve hangi kıyısında inmek isterseniz o durakta iniyorsunuz 🙂 Kişi başı 3-4 €’ya geliyor ve yolculuğunuz yaklaşık 50 dk sürüyor ama yol boyunca etrafı izlediğinizden farketmiyorsunuz bile. Bu arada bu otobüsün linkte görebileceğiniz gibi 1 yada 3 günlük sınırsız bilet seçenekleri de var ve Amalfi’ye giden otobüslerde de bu bileti kullanabiliyorsunuz. Gezi planlarınıza göre sınırsız bilet seçeneklerini tercih ederek daha ucuza seyahat edebilirsiniz.
Çok yokuşlu, inişli çıkışlı olmasından dolayı olsa gerek her yerleşim bölgesinde 300 – 500 metrede bir durak bulmak mümkün. İşte bu duraklardan birinde inerek otele varmış oluyoruz. Bizim otelimiz biraz tepedeydi ve merkeze metrelerce merdiven inmek gerekiyordu ama otobüs durağının tam önünde olmasının avantajını yaşamadık dersek yalan olur :)
Positano’ya gidiş için çok farklı alternatifler vardı, Sorrento dışında Salerno üzerinden gidilebilir, otobüs dışında feribotla Positano kıyılarına ulaşabilirsiniz ancak biz tercih ettiğimiz güzergahtan çok memnun kaldık.
Bir diğer alternatif ise havaalanından araç veya motor kiralamak olabilir. Biz bu seçeneği tercih etmedik ve pişman değiliz Tatil boyunca Amalfi ve Ravello’ya gidiş dışında araca ihtiyacımız olmadı ve oralara da otobüsle çok rahat gidebildik. Zaten dar ve virajlı yolları, çizik, vuruk içindeki araçları görünce o strese girmeye değmeyeceğini anlamış olduk:) Öyle ki bir gün gezerken bir araç durduk yere geldi önündeki araca vurdu, kimse umursamadı ve herkes yoluna devam etti, bizse en ufak dokunmada bile arabasından inen, arabasına gözü gibi bakan bir milletten gelen insanlar olarak bakakaldık 🙂 Madem yollar dar, araçlarla da her yere gidilmiyor o zaman motor kiralayalım derseniz de size kalmış 🙂 İtalyanlar o dar yollarda hızlıca ve çarpa çarpa gitmeye o kadar alışmış ki bize o araçların yanından vızır vızır geçmek çok da cazip gelmedi 🙂
NEREDE KALDIK?
Positano’nun konaklama konusunda biraz pahalı olduğunu söylemekte yarar var, bizim aman merkezde olsun, aman havuzu olsun gibi bir derdimiz yoktu, merkeze biraz uzak ama manzara açısından hoşumuza giden bir otelde (B&B Il Canneto Positano) kaldık. Evet manzarası güzeldi, fiyatı uygundu ama konfor arayanlar ve sabah şöyle enfes bir kahvaltı edeyim, odam da düz ayak olsun derseniz bu otel size göre olmayabilir 🙂 Ama ister gündüz ister gece oturup manzaranın keyfini çıkarmak da mümkün burada… Oteli merak edenler için…
Sabah kahvaltı ettiğimiz terasın manzarası – II Canneto
Biz rezervasyonu booking.com üzerinden yaptık, onlarca seçenek var aslında, hem bütçenize hem zevkinize en uygun yerde, dilediğiniz gibi kalabilirsiniz. Her yer birbirine çok yakın, o yüzden oteli seçerken uzaklıktan ziyade ne kadar yukarıda olduğuna bakmak daha faydalı olabilir.
NERELERİ GEZDİK?
Valizleri de otele bıraktıktan sonra geriye gönlünüzce gezmek, etrafı görmek ve yemek yemek kalıyor.
Baştan söyleyelim 2-3 gün Positano’nun altını üstüne getirmek için yeter de artar bile, tabi deniz sezonu gitmediyseniz. Malumunuz deniz sezonu Nisan’da henüz açılmamıştı ve plajdaki şemsiyelere, şezlonglara ve güneşlenen insanlara rağmen denize giren yoktu.
İlk günümüz Positano’yu keşfetmekle ve tabii ki otel-merkez arasındaki en kestirme yolu bulmakla başladı, yollar çok dolambaçlı, sokaklar çok dar ve karışık olduğu için önce keşfetmekte fayda var. Otelin sahipleri bize bir harita verdi ve bu harita bize Positano’yu çözene kadar çok yardımcı oldu. Bir de kestirme yollarla ve merdivenlerle ilgili bilgi verdiler ki otele en kısa yoldan ulaşmamızı sağladı.
Spiaggia Grande
Dediğimiz gibi zaten Positano ufak bir yer, kısa süre içerisinde gezebilirsiniz. Biz ilk olarak adı Spiaggia Grande olan büyük plajına indik. Zaten plaj merkezde olduğu için gördük ki her yol bir şekilde buraya çıkıyor. Bu plaj yaz aylarında çok daha hareketli oluyormuş sanırım ama biz gittiğimizde sezon başlamadığı için sakindi, bizim de gün içinde öylece oturup dinlendiğimiz, denizi hatta çoğu zaman sırtımızı dönüp Positano’yu izlediğimiz yerlerden biri oldu.
Plajın hemen yanında Capri, Sorrento, Napoli, Amalfi ve Salerno’ya giden feribotların kalktığı bir liman var ve plajdaki ve limanın yanındaki standlardan (bir çok farklı firmaya ait) biletlerinizi alabilirsiniz. Biz Capri’ye sabah gidiş akşam üstü dönüş şeklinde bilet almıştık.
Denize sırtınızı verdiğinizde hemen yakınınızda bir kilise göreceksiniz, adı Santa Maria Kilisesi (Chiesa S. Maria Assunta) oldukça ilginç bir kubbeye sahip eski yapılardan biri.
Santa Maria Kilisesi – Chiesa S. Maria Assunta
Positano aslında 1700-1800’lü yıllarda zengin bir liman kasabası konumundayken, 19. yüzyılın sonlarına doğru fakirleşmeye başlamış ve ardından binlerce kişinin Amerika’ya göç etmesiyle sıradan fakir bir balıkçı köyü haline gelmiş. Ancak 20. yüzyılın ortalarında keşfedilmiş ve turizmle birlikte eski canlılığını kazanarak baka baka doyamayacağınız bir İtalyan kasabası olmayı başarmış, hatta o kadar çok canlanmış ki şu an İtalya’nın lüks tatil beldelerinden biri.
Bu sebeple olsa gerek, mutlaka görülmesi gereken yerlerden ziyade, kendine has dokusu ve mimarisi sayesinde keyifle gezebileceğiniz dar sokakları, renkli evleri, merdiven/yokuş inip çıkmaktan yorulduğunuzda hemen oturup soluklanacağınız ve bir şeyler içebileceğiniz cafe’leri var 🙂
Kilise ve büyük plajı dışında aslında bir de bir tane otelin bulunduğu ufak bir koyu daha var, burası çok daha sakin ve koyu renkli kumsala sahip. Sıcaktan bunalırsanız otelin cafe’sinde tatlı yiyebilir ve bir şeyler içebilirsiniz. Bu koya gidebilmek için dar sokaklardan geçmek ve yüzlerce merdiven inmek gerekiyor, giderken yolunuzu kaybettiğinizi bile düşünebilirsiniz ama merak etmeyin yol illa ki Fornillo Plajı‘na çıkıyor 🙂
Fornillo Plajı
Plaja giderken kenarda Trasita Kalesi’ni (Torre Trasita) göreceksiniz, ben kalede kalmak istiyorum derseniz gecelik yaklaşık 800-900 EUR’yu gözden çıkarmanız gerekecek 🙂
Plajları gezdikten, kaleye bir göz attıktan ve kiliseleri de gezdikten sonra sanat galerileri ve dükkanları dilediğiniz gibi gezebilir ve hem hediyelik eşya, hem de elbise, gömlek, ayakkabı almak için gezerken sıklıkla denk geleceğiniz mağazalara uğrayabilirsiniz.
Bu arada sonradan öğrendik, sanırım Positano’da bir kaç gece kulübü de mevcutmuş, gitmek isteyenlere duyurulur:)
Positano’da daha fazla ne yapabiliriz derseniz biz neredeyse tüm sokakları doya doya gezdik ve bol bol fotoğraf çekip manzaranın tadına vardık…
Geriye kalan günlerde de Capri Adası’na, Amalfi’ye ve Ravello’ya gittik. Özellikle Ravello’yu gezmekten çok keyif aldık diyebiliriz. Lafı fazla uzatmadan söyleyelim, çok yakında onların da yazıları blogda olacak!
Amalfi ve Ravello yazımız için tıklayın 🙂
NELER YEDİK?
Konaklamamız oda&kahvaltı şeklinde olduğundan otelde kahvaltı etmeyi tercih ettik. Aslında kahvaltıyı biraz başarısız bulduk diyebiliriz ama bu tamamen neyi sevdiğinizle alakalı. Kahvemi içeyim yanında kruvasanımı yiyeyim derseniz ne ala. Ancak gözleriniz çeşit çeşit peynir, domates, zeytin ararsa, dışarıda kahvaltı etmenizi öneririz.
Kahvaltı dışında öğlen veya akşam yemeklerini farklı farklı yerlerde yemeyi tercih ettik. Plajın kenarında bir çok restaurant bulmanız mümkün, ayrıca plaja yakın sokaklardan birinde Michelin yıldızlı bir restautant da mevcut.
İlk akşam yemeğini, yolumuzun üzerinde, Positano’yu hafif tepeden de görme şansı da bulacağınız Caffe Positano‘da yedik, yemekleri lezzetliydi, özellikle sıcak seramik tabakta gelen özel soslu midyesini ve şarabını beğendik, bir de pizza ve makarna sipariş etmiştik. Ancak farklı ve daha lezzetli üstelik daha hesaplı bir yer keşfedince sonraki akşamlarda orada yemeği tercih ettik. Tabi diğer restaurantın otele çok daha yakın olmasının da etkisi olabilir 🙂 Gün içinde o kadar çok merdiven ve yokuş inip çıkıyorsunuz ki günün sonunda ne kadar kısa o kadar iyi oluyor 🙂
Caffe Positano’daki özel soslu midye
Gündüzleri çoğunlukla kısa kahve molaları verdik ve ufak tefek şeyler atıştırdık böylece daha çok gezebildik. Eğer çok acıkmamışsak öğlenleri boş geçip akşam üstü yemek yiyorduk.
Akşam üstü yemek yemek yada bira içmek için girişi biraz küçük olan Elisir di Positano‘ya gittik. Aslında yağmurdan saklanmak için ilk gördüğümüz yere sığınmış ve buraya ilk kez biraz da tesadüfen gelmiş olduk. İkinci gidişimizde de kapıya yakın oturarak bira içip patates atıştırmış ve sokaktan gelen geçeni izlemiştik. Hem dinlenmiş hem de bol bol sohbet etme fırsatı bulmuş olduk.
Yukarıda belirttiğim ve bir kaç akşam üst üste gittiğimiz yerin adı ise C’era una Volta. Bu restaurant’ı tripadvisor üzerinden bulduk ve hemen gitmek için yola koyulduk. Ik seferde restaurant’ı bir türlü bulamadık ve hatta kapandığını zannettik. Üstelik ararken o kadar acıkmıştık ki, daha fazla uğraşmadan yol üstünde bulduğumuz herhangi bir yerde atıştırdık.
C’era una Volta
Ertesi gün şansımız yaver gitti ve restaurantı bulduk. Ne yazık ki navigasyon sizi tam olarak o lokasyona götürmüyor ama aslında yeri çok kolay. Sorrento’ya giden yolda ilerlediğinizde ileride solda bu sevimli yeri bulabilirsiniz. İlk gidişimizde rezervasyon yapmamıştık ama şansımıza yer bulabildik. 2 günlük deneyimlerimize istinaden tercih edilen bir mekan olduğunu söyleyebiliriz. O nedenle giriş salonunda yemek isterseniz rezervasyon yaptırmanız faydalı olabilir. Bir de belli saatler kapalı oluyor, o saatlerde giderseniz kapıda beklemek zorunda kalabilirsiniz o yüzden 18:00’den önce gitmeyin 🙂
C‘era una Volta
Orada ne yedik derseniz, güler yüzlü çalışanlarının önerilerine uyduk ve o gün tavsiye ettikleri ne varsa ara sıcak olarak onlardan bir kaç tanesini söyledik ki kesinlikle pişman olmadık 🙂 Ana yemek olarak pizza, deniz mahsüllü makarna yada karışık deniz mahsülünü tercih ettik. Seramik karafta getirdikleri şarapları da oldukça lezzetliydi. Biz tüm yiyeceklerden çok memnun kaldık, zaten son 2 akşam yemeğini de burada yedik.
İtalya’da olduğumuz düşünülünce insan çok lezzetli ve çeşit çeşit dondurma arıyor ancak burada yediklerimin beklentimin altında kaldığını söyleyebilirim yine de serinlemek isterseniz dondurma alabileceğiniz yerler mevcut.
Bu arada limon Amalfi kıyılarında çok meşhur ve bol bol limoncello görebilirsiniz, kendisi sarı renkli ve aslında bir çeşit limon likörü. Biz sevmedik, daha çok votka-limon tadında bir içki gibi hayal ediyorduk ancak bizce ispirtodan farkı yok yine de sevenlerine saygımız sonsuz! 🙂
İyi tatiller!

